Tüm gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de Rekabet gücünün belirleyici unsuru olarak, sanayi üretimi ve kalitenin yanı sıra, hizmet sektöründeki performans da belirleyici olmakta, hizmet sektörünün önemli alt kolları olan lojistik ve ulaşım sektörleri daha da önem kazanmaktadır. Yüksek pazar potansiyeli ile hızlı ve sürekli bir gelişme gösteren, ihracat hacmiyle ülkemizin sanayi üretiminin en önemli unsuru haline gelen otomotiv sanayii; geçmişte sadece iç pazara hizmet ederken, günümüzde dış pazarlara da yönelmeye başlamış ve ihracatta en büyük ciroya sahip sektör konumuna gelmiştir.

Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Türkiye; coğrafi, kültürel ve ekonomik olarak adeta bir köprü niteliğindeki stratejik konumu ile lojistik üs olma potansiyeli taşımaktadır. Ancak, otomotiv sektörünün beraberinde getirdiği lojistik aktiviteleri destekleyecek fiziki altyapının yetersiz kalması nedeniyle, stratejik coğrafi konumu ve mevcut karayolu ulaşım altyapısına rağmen lojistik sektörü, kapasitesinin çok altında çalışarak, mevcut potansiyeli tam olarak kullanamamaktadır.

Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına ve demiryolu faaliyetleri açısından çok eski bir geçmişe sahip olmasına rağmen, ulaşım sektöründeki yatırımların ağırlıklı olarak kara yolu altyapısına yoğunlaşmış olması, limanların ve demiryolunun yeteri kadar kullanılamaması, lojistik sektörünü en çok etkileyen faktörlerin başında gelen kamu sektörünün kalitesi, gümrük ve sınır yönetimi ile koordinasyonun istenilen seviyede olmaması Türkiye’nin lojistik üssü olmasını zorlaştırmaktadır.

Lojistik sektörü için belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için, tek modlu taşıma sisteminden deniz, hava ve demiryolunu içeren entegre bir taşıma sistemine geçilmesi, gümrüklerin modernleşmesi, bilgi teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve özel sektör lojistik hizmetlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. 2053 hedeflerine ulaşılabilmesi için büyük önem taşıyan, her geçen gün daha da büyüyen ve gelişen otomotiv sanayinde ve tüm sektörlerde üretim ve ihracat hedeflerine ulaşabilmesi, lojistik altyapısının, doğru ve verimli bir şekilde planlanması ve yönetilmesi ile mümkün olabilecektir.

Kara yollarına yapılan yatırımların yanı sıra, hava, deniz ve demiryoluna yapılan yatırımlarla ulaşım sektörü gelişmekte ve lojistik sektörünün de büyümesine katkı sağlamaktadır. Sektörün altyapı yatırımlarında özel sektör-kamu ortaklığı yaygınlaşmakta, yük taşımacılığında öncelik demir ve deniz yollarına verilerek, deniz limanlarının geliştirilmesine ve birer lojistik merkezi olmalarının sağlanması hedefler arasındadır.